Adana’da deniz sofraya taşındı: Balık ve lezzetin buluşma noktası

Adana’da deniz sofraya taşındı: Balık ve lezzetin buluşma noktası
UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi dalında aday gösterilen Adana, 9. Uluslararası Adana Lezzet Festivali kapsamında düzenlenen özel bir etkinlikle Akdeniz’in zengin deniz ürünlerini tanıttı.

UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi alanında aday olan Adana, bu yıl 9’uncusu düzenlenen Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nde, bölgenin deniz mutfağını ön plana çıkardı. Skal International’a bağlı Çukurova Kulübü’nün Başkanı Erol Altun’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen organizasyonda, Akdeniz’in taze balıkları ve deniz ürünleri Adana’nın “mavi sofrasında” buluşturuldu.

Yumurtalık ve Karataş sahilleri ile Tuzla, Akyatan ve Ağyatan lagünlerinde avlanan balık, karides, mavi yengeç ve kalamar; modern sunumlarla 300’ü aşkın konuğa ikram edildi. Ege Balık Adana Restoran’daki etkinlikte, aralarında gastronomi yazarları, gurmeler, seyahat yazarları ve sosyal medya fenomenlerinin de bulunduğu çok sayıda davetli, Adana’nın deniz ürünleriyle zenginleşen sofrasını deneyimleme fırsatı buldu.

“Adana, sadece kebapla değil deniz mutfağıyla da iddialı”

25 yıldır Akdeniz’in deniz ürünlerini Adana halkıyla buluşturan Erol Altun, “Adana denince akla genelde kebap gelir ama bu şehir aynı zamanda tuz kokan, dalga sesleriyle yoğrulmuş bir deniz mutfağına sahiptir” dedi. Altun, yaklaşık 200 kilometrelik sahil şeridine sahip kentin, Akdeniz’in en zengin deniz ekosistemlerinden birine ev sahipliği yaptığını belirtti.

“Yumurtalık ve Karataş kıyıları, Tuzla, Akyatan ve Ağyatan lagünleri, tatlı ve tuzlu suların buluştuğu eşsiz alanlar. Bu bölgelerde yetişen lagos, levrek, çipura, barbun, kefal, karagöz, dil balığı, kalamar, karides ve mavi yengeç, Adana’nın deniz mutfağının başlıca unsurlarını oluşturuyor” diyen Altun, Yumurtalık karidesi ve Akyatan mavi yengecinin uluslararası mutfaklarda da yer bulduğunu söyledi.

4 Bin Yıllık Deniz Kültürü

Altun, Adana’nın deniz ürünleriyle kurduğu bağın tarihsel kökenlerine de dikkat çekti. “Toroslar’dan gelen kar suları, Ceyhan ve Seyhan nehirleriyle birleşerek Akdeniz’e ulaşır. Bu özel su dengesi, balıkların besin değerini artırır ve lezzetlerine derinlik katar. Karataş ve Yumurtalık’tan gelen balıklar, sadece sofraya değil, tarihimize de ışık tutar. Roma döneminden kalma mozaiklerde bile balık avı sahneleri yer alır. Bu, Adana’nın 4 bin yıllık bir deniz kültürüne sahip olduğunu gösteriyor” dedi.

Festival kapsamında hazırlanan mavi sofrada, deniz ürünlerine eşlik eden yöresel mezeler, salatalar, tatlılar ve meyvelerle Akdeniz mutfağının tüm zenginliği sergilendi. Katılımcılar, sosyal medya paylaşımlarıyla bu eşsiz lezzet deneyimini dünya ile paylaştı.

Yorum Yaz

captcha