Osmanlı ve Türk mutfağının temsilcisi ünlü Şef Yunus Emre Akkor’un yeni restoranı Ludre, Mersin’in yeni buluşma noktası oldu. Osmanlı dönemine atıfta bulunan el sanatları ürünleriyle bezeli mekan, lokanta-pastane konseptiyle lezzet şöleni yaşatıyor.
Ludre, ünlü Şef Yunus Emre Akkor’un önderliğinde, Osmanlı Mutfağının lezzetlerini temel alan sıradışı bir lokanta olarak, Mersin’deki serüvenine başladı.
Akkor’un bugüne kadar açtığı restoranlarına verdiği isimlere ayrı bir önem verdiği ve isimleri sadece kendisinin seçtiği biliniyor. İşte Mersin’de de bu hassasiyeti kendini gösteriyor. Marka isminin kültürümüzden bir kelime olması, uluslararası bir okunuş ya da söylem bozukluğu oluşturmaması gibi birçok kritere önem veren Şef Akkor, Ludre’nin logo ve yazı karakterlerini belirlemek için ekibiyle günlerce zaman harcamış.
Ludre, gerek ismiyle gerekse yemekleriyle Osmanlı mutfağının izlerini taşıyan ama bunu modern bir tasarımla birleştiren gözalıcı bir mimari dekorasyona sahip.
Konsepti, tasarımı ve kurumsal kimliği mimar Belgin Açıkalın’a ait olan Ludre’nin tasarım detayları tamamen geleneksel el sanatlarımıza gönderme yapan ve günümüzde bu el sanatlarının korunmasının ve sürdürülmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak amacıyla el yapımı ve özel tasarım olarak oluşturulmuş.
Özel üretim detaylar ve cam kafes
Geleneksel kurşunlu vitray camlar, amblemin uygulaması ile gerçekleştirilen el yapımı mozaik masalar, özel üretim yeşil seramikler mekanda ilk dikkat çeken detaylardan.
Modern kemerlerle zenginleştirilen dekorasyonda yüksek tavan ve pirinç detaylar da mekanın şıklığını artırıyor. Ludre’nin bahçesini oluşturan özel tasarım cam kafes adeta bir vaha gibi canlı bitkiler ve yemyeşil bir atmosferle yaz-kış konforla oturulabilecek iklimlendirme tasarımıyla misafirlerini bekliyor.
Şef Yunus Emre Akkor’un özel konsepti olan ‘pastane ve restoran’ Ludre’de de kendini gösteriyor. 800 m2’lik alana kurulan Ludre, ilk girişteki bahçe katı 60 kişilik bir oturma kapasitesine sahip ve yarı açık bir alanı var. Bu bölümde daha çok pasta, çay ve atıştırmalık hizmeti veriliyor.
Kış bahçesi
Basamaklarla buradan çıkıp kış bahçesinin olduğu kata giriyorsunuz, burası insanları en çok etkileyen bölüm. Yüksek tavanlı ve rahat oturumlu bu salon mimari olarak keyifli bir yer, ortalama 80 kişi ağırlanabiliyor.
Mutfak ve pastane tezgahının olduğu bölüm ise 50 kişilik, yine yüksek tavanlı olan bu bölümde yeşil el yapımı çiniler ve camların vitray işçiliği çok dikkat çekiyor. Bu katın asma bölümünde bir de 30 kişilik özel bir oda bulunuyor.
Geleneksel mutfağımızın en özgün hali
Şef Akkor’un Ludre’yi kurgularken ana hedefi, bugüne yaptığı tüm işlerinde olduğu gibi, geleneksel mutfağımıza ait yemeklerin en özgün hallerinin misafirlerin beğenisine sunmak olmuş.
Akkor, “Günümüzde kuru fasulye deyince insanlar alelade bir ev yemeği gibi algılıyor ama Ludre’de servis edilen tereyağlı kuru fasulyeyi tadan herkes hayran kalıyor” diyor.
7’den 70’e hitap eden menü
Ludre, gerek pastanesi gerek lokanta bölümüyle 7’den 70’e herkesin kendisine yiyecek bir şeyler bulabildiği bir menü ve dizayna sahip. Bunun yanı sıra özellikle bulunduğu bölgeyi ziyaret edecek tüm yerli ve yabancı misafirlerin gözdesi olacak nitelikte.
Şef Akkor, Ludre’deki lokanta-pastane konseptini şöyle anlatıyor:
“Bu modele herhangi bir yerde rastlamadım ama buna yakın birçok fast food tarzı dükkan mevcut tabii.
Ama günümüzde fast food kültürü, katkılı yemek ve tatlılardan oluşan menülerin yaygınlaşması toplum sağlığını olumsuz etkiliyor. ‘Temiz’ yemek bulmak oldukça zorlaştı; hele ki konu tatlı olunca bu neredeyse imkansız..
Bundan yola çıkarak her daim en kaliteli ve en sağlıklı malzemelerle yaptığım yemeklerin yanına en kaliteli malzemelerle yapılmış pasta ve tatlıyı ilave ederek, küçük-büyük tüm misafirlerimizin sağlığına zarar vermeden onları en iyi şekilde ağırlamayı hedefliyoruz.”
Türk Kahvaltısı
Ludre’nin menüsünde Anadolu’dan gelen ürünlerle hazırlanan elbette Şef Yunus Emre Akkor’un imza lezzetlerinin başı çektiği yemekler var.
Günün ilk öğünü kahvaltıda Anadolu’dan gelen ürünlere ve 7. yy.’a ait olan tarifler ile hazırlanan gerçek bir Türk kahvaltısı yer alıyor. Menüde kahvaltıya dair şu ifadeler kullanılıyor: “Şef Yunus Emre Akkor’un Osmanlı arşivinden ve Anadolu mutfağından esinlenerek sunduğu ödüllü ve imzalı tabağını da servis ettiği Türk ve Osmanlı mutfağına ait özel menü”.
Salatalar, mezeler ve ara sıcaklar
Şef Yunus Emre Akkor’un imzalı ve ödüllü tabağı Humus-u Ala, babaannesi Zennup Hanım’ın özel tarifi olan Muhammara, teyzesi tarafından Ludre’ye özel hazırlanan turşu dikkat çekiyor.Gavurdağı Salatası, İsli Cacık, Altı
Cacıklı Fellah Köfte, Zahter Salatası, Mastabe, Zeytin Piyazı, Tahinli Şakşuka diğer salata ve meze çeşitleri...Ara sıcaklarda olan lezzetler de şöyle: Kuru Dolma, Vişneli Yaprak Sarma, İçli Köfte, zeytinyağında el yapımı Patates Kızartması...
Taş fırından
Şef Akkor’un özel tarifi olan, içerisinde iki farklı Türk peyniri, üç saat fırınlanmış tandır eti ve çemensiz pastırma ile servis edilen Tandır Pide, taş fırın lezzetlerinin gözdesi. Semsek, Kavurmalı ve Karışık Pide ile Tepsi Mantı da diğer taş fırın yemekleri...
Şölen gibi ana yemekler
Ana yemeklerde şölen havası var. Rize bölgesine ait bol tereyağı ve kısık ateşte pişirilerek yapılan Rize Kavurması, 15. yy.’a ait sarımsaklı pilav ve firik pilavı üzerine üç saat taze baharatlarla birlikte pişirilmiş tandır eti ile servis edilen Çift Pilavlı Tandır,Osmanlı dönemine ait tarifiyle Hünkar Beğendi, Gaziantep bölgesine ait coğrafi işaretli bir yemek olan Alinazik ve Tereyağlı Kuru Fasulye menüde yer alıyor.
Tatlılar
Tatlılarda da klasik Şef Yunus Emre Akkor dokunuşu söz konusu.
Kilis bölgesine ait coğrafi işaretli bir tatlı olan Cennet Çamuru, Osmanlı dönemine ait rafine şekersiz bir tatlı olan Elmalı Baklava yanında keçi sütü ve salep ile yapılan gerçek bir Türk dondurması ile servis ediliyor.
Bursa Saray mutfağından Süt Helvası ve Yunus Emre Şef’in özel tarifi ile hazırlanan Hamsiköy Sütlacı da diğer seçenekler...