Munzur’un altın balı iksor, dünya sahnesinde

Munzur’un altın balı iksor, dünya sahnesinde
Munzur’un eşsiz florasından doğan ve iksor markasıyla dünyaya açılan coğrafi işaretli Munzur Balı, Londra Uluslararası Bal Ödülleri’nde altın madalya kazandı. Tunceli’nin yükseklerinde başlayan bu doğal hikâye, artık küresel gastronomi sahnesinde ses getiriyor.

Türkiye’nin eşsiz coğrafi işaretli ürünlerinden Munzur Balı, Londra Uluslararası Bal Ödülleri’nde kalite kategorisinde altın madalya kazanarak hem Tunceli’nin hem de Türkiye’nin gastronomi vitrininde parlayan bir yıldız oldu.

Yaklaşık 20 ülkeden 300’e yakın balın yarıştığı, ilk elemede 280 ürünün kaldığı ve bağımsız bir jüri tarafından titizlikle değerlendirildiği organizasyonda, iksor markası ile temsil edilen Munzur Balı; dokusu, rengi ve lezzetiyle öne çıktı. Jüri üyeleri, balın yüksek aromatik profili, floral derinliği ve damakta bıraktığı kalıcılığı özellikle not etti.

Doğa ve emeğin öyküsü

Tunceli’nin yüksek rakımlı Munzur Dağları, yılın büyük bölümünde karla kaplı zirveleri, endemik bitki çeşitliliği ve zengin florasıyla arılar için adeta bir gastronomi cenneti. Hacettepe Üniversitesi’nin analizine göre Munzur Balı’nda kilogram başına 210 bin polen bulunuyor; bu değer Türkiye standartlarının üç katı. Yüksek prolin oranı ise balın saf ve katkısız yapısının en net göstergesi.

Bin yıllardır şifa geleneğinin en temel ürünü olan bal, nasıl oldu da market raflarında çok ucuza satılan bir tatlandırıcıya dönüştü? Bunu hepimizin, ama özellikle sağlıklı ve temiz gıdaya ulaşmayı arzu eden sorumlu ve bilinçli tüketicilerin sorgulaması gerekiyor.

iksor markasının kurucusu Doğan Çelik, ödülün sadece bir lezzet başarısı olmadığını; aynı zamanda bölgesel kalkınma, yerel üretici desteği ve gastronomi turizmi açısından önemli bir kilometre taşı olduğunu vurguluyor. Çelik şunları söylüyor: “Bu topraklarda üretilen bal, yalnızca bir gıda ürünü değil; bir coğrafyanın, bir kültürün ve bir ekosistemin özeti. Arıcının emeğini hak ettiği fiyatla buluşturacak köprü markalara ihtiyacımız var. iksor da bu köprülerden biri.”

Üreticiden otel mutfağına, restorandan sofraya

iksor, kendisini klasik bir ticari marka olarak değil; kırsal kalkınma odaklı, sosyal ve yeşil girişimcilik ilkeleriyle hareket eden bir model olarak konumlandırıyor. Elde ettiği kârının yüzde 20’sini Tunceli Bal Festivali, gençlere yönelik arı farkındalığı projeleri ve bir arı istasyonu/apiterapi merkezi kurma çalışmalarına ayırmayı planlıyor.

Bugün kırsalda genç nüfus neredeyse yok denecek kadar az; mevcut arıcıların büyük çoğunluğu 50 yaşın üzerinde. Bu durum, arıcılığın geleceği için ciddi bir risk oluşturuyor. iksor, yalnızca mevcut üreticilerle çalışmakla yetinmiyor; gençleri ve kadınları bu sektöre kazandırmayı öncelikli hedeflerinden biri olarak görüyor. Arıcılığın gelir getirici ve sürdürülebilir bir faaliyet olduğunu göstermek, gençlerin ve kadınların üretime katılmasını sağlamak iksor’un temel motivasyonlarından. Bu amaçla markanın planladığı arı istasyonu ve eğitim programları, yeni nesil üreticilerin teknik bilgi, pazarlama becerisi ve finansal sürdürülebilirlik konularında güçlenmesini hedefliyor. Böylece arıcılık yalnızca geçmişten miras kalan bir meslek değil, gelecek için umut vadeden bir geçim kaynağı haline geliyor.

iksor, gastronomi turizmi zincirinin önemli halkalarından başta butik ve premium oteller olmak üzere, Michelin ve Gault&Millau rehberlerinde yer alan seçkin restoranlar, İncili Gastronomi Rehberi'nde yer alan mekanlar, gurme marketler ve butik gıda dükkanları ile çalışarak; sahtecilikten uzak, izlenebilir, laboratuvar analizli, artizan balı doğrudan tüketiciye ulaştırmayı hedefliyor. Böylece hem otel ve restoran mutfaklarında yüksek kaliteli bir doğal tatlandırıcı ve aroma kaynağı sunuyor hem de bölgedeki üreticilere düzenli, adil bir gelir akışı sağlıyor.

İhracat vizyonu

iksor’un aldığı altın madalya, yurt dışı piyasasında da ciddi bir ilgi yarattı. Başta karakovan, organik ve süzme kategorilerinde çıkacak olan iksor balına hem yurt içinden hem de yurt dışından yoğun talep var. Bu balı artizan bal kategorisinde ihraç etmek istyorlar. Özellikle kıta Avrupası’nda; Almanya, Hollanda, Lüksemburg, Fransa ve İsviçre pazarlarında premium kategoride market raflarına girmeyi arzuluyor. Bu hedef, yalnızca ürün satışı değil; aynı zamanda Türkiye’nin artizan balını global gastronomi sahnesine taşıma vizyonunun bir parçası.

Özel günler için Tunceli Bal Koleksiyonu

iksor, yalnızca üretim ve ihracat vizyonuyla değil; özel günler ve kurumsal hediyeler için tasarladığı sekiz parçalık Tunceli Bal Koleksiyonu ile de fark yaratıyor. Özel, premium hediye kutularında sunulan ve tüm ilçe ballarından oluşan bu koleksiyon, hem Türkiye’de hem de yurt dışında yüksek prestijli marka iş birlikleriyle tüketiciye ulaşıyor.

Arıcının gücü

Munzur Vadisi’nin en uç noktasında, Ovacık’ın yükseklerinde üretim yapan bir arıcı, altın madalya haberini aldığında köy meydanına çıkarak, tüm köylünün duyacağı bir sesle “Bizim bal Londra’dan ödülle geldi!” diye haykırıyor. Onun bu anı, yalnızca bireysel bir sevinç değil; nesiller boyu süren emeğin, zorlu iklim koşullarına ve dağların sessizliğine karşı verilen mücadelenin taçlandığı an. Yıllardır el emeğiyle bakılan kovanların, bir coğrafyanın bereketinin ve kültürünün dünya sahnesinde görünür olmasının gururu… Telefonun diğer ucunda bir kadın arıcı ise sesi titreyerek, “Benim balım da artık dünyanın balı oldu” diyor; gözlerinden süzülen yaşlar, yalnızca mutluluğun değil, yılların emeğinin karşılık bulmasının ifadesi.

Tüketiciye çağrı

Ne yazık ki bal pazarında sahtecilik, şeker katkısı ve izlenebilirlik eksikliği yaygın. Bu durum, hem üreticinin emeğini hem de tüketicinin güvenini zedeliyor. iksor, işte tam da bu noktada devreye giriyor. Doğan Çelik, “Biz, artizan üretim, uçtan uca izlenebilirlik ve bağımsız laboratuvar analizleriyle, sofranıza gelen balın hikâyesini açıkça anlatıyoruz. Her kavanoz, hangi üreticiden, hangi yayladan, hangi mevsimde geldiğini parti numarasıyla şeffaf biçimde gösteriyor. Tüketici, aldığı balın yalnızca kendi sağlığına değil, aynı zamanda bir coğrafyanın, bir ekosistemin ve yerel üreticinin geleceğine katkı sağladığını bilerek tercihini yapabiliyor” diyor.

www.iksor.com.tr

Yorum Yaz

captcha