Seyhan Nehri’nin kenarında bulunan Sheraton Grand Adana tüm odalarına hakim nehir manzarası, şehrin merkezindeki
konumu ve otel içerisinde sunduğu konforla dikkat çekiyor. Covid-19 pandemisi nedeniyle tüm hijyen önlemlerini alan
otel konuklarını ağırlamaya devam ediyor.
Geçmişte Yüreğir Belediyesi’nin binasıyken Adalı Holding tarafından alınarak 2014 yılında hizmet sektörüne kazandırılan Sheraton Grand Adana açılışından iki yıl sonra üst segment olan “grand” kategorisine geçerek şimdiki yapısına kavuşuyor. 2017 yılında ise Sheraton markasının Marriott International’a geçmesiyle hizmet anlayışına Marriott çizgisi ekleniyor. Hem iş seyahatleri hem de turistik geziler için de tercih edilen otelin konuk portföyünü özellikle yurt dışından misafirler oluşturuyor. Otelin genel müdürlük görevini ise iki yıla aşkın süredir Can Akşit yürütüyor. Adana’nın özel bir bölgesinde konumlandıklarını söyleyen Akşit, “Adana’nın simgelerinden Seyhan Nehri ve Sabancı Merkez Camii arasında bulunuyoruz. Tüm odalarımız bu manzaraya hakim. Ayrıca bölgedeki alışveriş merkezine de yürüme mesafesindeyiz. Otelimizin binası ‘S’ harfi şeklinde dizayn edilmiş. Yatırımcımızın tamamen Adana’ya verdiği sözü tutmak amacıyla prestij olarak gördüğü bir proje aslında burası. 42 dönüm arazi üzerinde kurulu otelimizin çok keyifli açık alanları var. Zaten bahçemiz için bir peyzaj mimarı, bir baş bahçıvan ve beş personel istihdam ediyoruz. Bahçemizde yürüyüş yolu, tenis kortu, hem açık hem kapalı basketbol sahamız var” diyor.
240 odasında konforu vaat ediyor
Sheraton Grand Adana’da 240 oda bulunuyor. Bu odalardan 16 tanesi içerisinde mutfağı da bulunan ve bir ailenin çok rahat yaşayabileceği rezidans oda olarak hazırlanmış. Uzun konaklamalar için ideal olan bu oda tipinin asansörü, garajı ayrı olarak dizayn edilmiş. Bunun dışında otelde 16 adet teras suite oda bulunuyor. Bu odaların bazılarında jakuzi, bazılarında hem genel hem özel klima sistemleri yer alıyor. Bunun dışında otelde klasik, deluxe, club gibi 10 farklı oda çeşidi bulunuyor. Tüm odaların ortak özelliğiyse kurgulanan şık dekorasyon. Akşit, “300 metrekareden 38 metrekareye kadar çok geniş çeşitlilikte oda seçenekleri sunuyoruz” diyor. Tüm dünyayı etkisine alan Covid-19 pandemisi nedeniyle önlemlerini alarak hizmet sunmaya devam eden Sheraton Grand Adana’da yaşanılan süreci Akşit şu sözlerle anlatıyor: “Biz uzun süreli kalan misafirlerimiz dolayısıyla oteli tam anlamıyla hiç kapatmadık. Ama seyahat kısıtlamaları nedeniyle tüm sektör gibi sıkıntılı süreçler yaşadık. O süreçte toplu kullanım alanlarımız kapandı. Misafirlerimize sadece odalarında hizmet verdik. 1 Temmuz itibariyle seyahat kısıtlamasının kalkmasıyla da aslında hizmet şeklimiz de tamamen değişti. Güvenli Turizm Sertifikası aldık. Hatta bugüne kadar habersiz iki denetim geçirmişiz ve yüksek puanlarla bu denetimlerden geçmişiz. Hem Turizm Bakanlığı’nın hem Marriot’un belirlediği kriterler doğrultusunda odalarda neredeyse her şeyi poşetliyoruz. Yine odalara el dezenfektanı, maske ve alkollü mendil koyuyoruz. Tüm çalışanlarımız bone ve maskeyle çalışmak zorunda. Açık büfe, resepsiyon gibi alanlarımızda personelimiz cam bölmelerin arkasından konuklarımıza hizmet sunuyor.”
Konuklarına birçok imkan sunuyor
Otelin bölgede de öne çıkan çok iddialı bir fitness’ı var. Üç katlı bir binaya sahip fitness alanı sadece yıllık üyelik kabul ediyor. İçerisinde kapalı havuz, sauna, masaj ve buhar odaları hem kadınlar hem de erkekler için ayrı organize edilmiş hamam bulunuyor. İçerisinde eğitmenlerin de olduğu fitness alanı şu anda belirli kurallar dahilinde hizmet vermeye devam ediyor. SPA alanında ise ikisi yabancı olmak üzere beş masör ve masöz bulunuyor. Otelin ayrıca bir açık havuzu da mevcut. Bu alan Kasım ayına kadar kullanıma açık. Otelin diğer özel alanı ise bölgenin de en büyüğü olan balo salonu. Sheraton Grand Adana’da biri 800 diğeriyse 400 kişilik olmak üzere iki balo salonu bulunuyor. Ancak pandemi süreci nedeniyle alınan önlemler gereğince iki salonun kapasitesi de yarıya inmiş durumda. İş toplantıları için de tercih edilen otelde 13 adet toplantı salonu bulunuyor. Bu alanlarda gerekli altyapı ve ekipman mevcut. İhtiyaçlara göre 150 kişiden 15 kişiye kadar farklı kapasitelerde hizmet veriyorlar.
Lezzetlerinde Executive Chef Koray Türk imzası var
Sheraton Grand Adana’nın mutfağı, Türkiye’nin ilk aşçılar okulu Mengen Anadolu Aşçılar Meslek Lisesi mezunu Executive Chef Koray Türk’e emanet. Otelin ana restoranın adı ise, La Spezia Restaurant. Burada açık büfe olarak sabah 06.00-10.00 pazar günleri ise 11.00’a kadar kahvaltı servisi veriliyor. Geçmişte pazar günleri brunch uygulaması bu dönemde maalesef durdurulmuş durumda. La Spezia Restaurant’ın mönüsü hem uluslararası mutfaklardan hem de yörenin mutfağından konuklarına özel lezzetler sunuyor. Burada öğlen 12.00-15.00 saatleri arasında öğle yemeği servisi alabilirsiniz. Akşam servisi 19.00-22.00 saatleri arasında gerçekleştiriyor. Normalde 150 kişilik kapasiteye sahip restoran Marriot hijyen kuralları gereği masa aralarında iki metre mesafeyle bir oturma düzenine geçtiği için yaklaşık 80 kişilik kapasiteyle çalışıyor. Oda servisi ise farklı bir mönüyle 24 saat boyunca hizmet veriyor. Bunun yanı sıra otelin bahçeye hizmet veren Brooks Pool Bar and Cafe adında bir alanı da bulunuyor. Pandemi dönemi öncesi Adana’nın önemli kebap markalarından Onur Kebap’ın otel içerisinde bir restoranı bulunuyordu. Ancak bu süreçte şu anda hizmet vermiyor. Ayrıca platinum ve titanium üyelere hizmet veren 10’uncu kattaki lounch da şu anda hizmet veremiyor. En büyük hedeflerinin Adana mutfağını en iyi şekilde gelen misafirlere tanıtmak olduğunu vurgulayan Türk, “Özellikle mönülerimi yaparken yerel ürünlere çok önem veriyorum. Örneğin ara sıcak olarak içli köfte, başlangıç yemekleri olarak bir ordövr tabağında mutlaka muhammara ve Adana humusu oluyor. Tatlı mönüsünde ise, taş kadayıf ve halka tatlı. Bu lezzetleri günümüz mutfağına modernize ediyoruz, yani geleneksel bir sunum değil de biraz daha göz doldurucu, farklı sunumlarla yapıyoruz. Adana’da insanlar genellikle görselliğe değil lezzete önem veriyorlar. Bu bölgede mutfak şefliği yapmak bu anlamda zor. Otelimize gelen konuklarımızın zaten yüzde 40’ı yabancı misafirlerden oluşuyor. Bir İtalyan müşterimizin olduğunu varsayalım, bu misafirimize tiramisu ikram ettiğimizde biraz anlamsız çünkü tiramisunun en güzelini İtalya’da yiyorlar. Tabi ki Türk konuklarımıza da uluslararası tatları tattırmak için uluslararası mutfağımız var” diyor. Tüm otel gruplarında bir yerele dönüş olduğunu anlatan Türk, sözlerine şöyle devam ediyor: “Eskiden hemen hemen bütün otellerde aynı veya birbirine çok benzeyen mönüler vardı. Artık insanlar yerel Anadolu günlerine dönmeye başladılar. Artık Türk mutfaklarına dönüş var, bu sadece zincir otelleri için değil tüm oteller için geçerlidir. Ama burada önemli bir nokta var, yemeklerin özünü bozmamamız lazım. Mutfağımızda 40 kişilik bir ekip ile çalışıyoruz. Onlarla birlikte defalarca deniyoruz, tadım yapıyoruz. Benim için sadece şefin fikri önemli değil, mutfakta çalışan her personelin fikri önemlidir. Yemek yapmak özen ve emek işi; değerlendirildiğinde de gerçekten bu işi bilenler tarafından yapılmalı.”
www.sheratongrandadana.com