İş dünyasının beklentilerinin analiz edilerek özel olarak geliştirilen ‘Business to Hapiness’ iş modeliyle misafirlerini ağırlayan Elite World Europe Hotel, mutluluk kavramını hizmetin merkezine koyarak, “Keyifler yerinde, işler yolunda” mesajıyla iş hayatında mutluluk kavramının altını çiziyor. İş dünyasına özel sunumlarıyla fark yaratan otel, yeme-içme alanlarıyla hem yurtiçi hem de yurtdışı misafirlerinin beğenisini kazanıyor. Elite World Europe Hotel’in yeme-içme konseptini ve lezzetlerini grubun Mutfak Koordinatörü ünlü şef Mithat Yalçınkaya ile konuştuk.
Sektörün içinde bulunduğu zor dönemlerde dahi yatırımlarına ara vermeden devam eden Elite World Hotels, zincirin en büyük kapasiteye sahip oteli Elite World Europe Hotel’i, İstanbul Basın Ekpres Yolu’nda ‘Business to Hapiness’ iş modeliyle 2 Şubat 2017’de hizmete açtı. Kongre oteli olarak kurgulanan, 120 milyon Dolar yatırımla hayata geçirilen tesiste, 58’i suite 401 oda ve 802 yatak kapasitesinin yanı sıra 2500 kişi kapasiteli sekiz toplantı salonu yer alıyor.
Lezzetli mekan seçenekleri
İş dünyasına özel ‘Executive Katlar’, ‘Elite World Club Lounge’, ‘Business Center’ın yer aldığı Elite World Europe, diğer noktalarında yer alan mekanlarıyla hem yurtiçi hem de yurtdışı misafirleri ağırlıyor. Coffee Company, One Bar ve İtalyan lezzetlerinin sunulduğu Loliva Restaurant dışında The Grill de beş yıldızlı bir ocakbaşı keyfi sunuyor. Otelin kuruluşundan bu yana mutfağın başında olan Elite World Hotels Mutfak Koordinatörü Mithat Yalçınkaya var. Gruba 2002 yılında dahil olan Mithat Yalçınkaya, ilk önce Prestige Hotel’de aşçıbaşı olarak, son sekiz yıldır da Koordinatör Şef olarak görev yapıyor. Sırasıyla Elite World İstanbul, Elite Worl Van, Elite World Business, Elite World Marmaris ve en son Elite World Europe’un açılışlarını yapan Yalçınkaya’nın, mutfağın dizaynından tutun mönülerin oluşturulmasına kadar mutfak kurumlarında imzası bulunuyor.
Modern ocakbaşı; The Grill
Kısa bir süre önce açılmasına karşın dikkatleri üzerine çeken ve yeme-içme alanlarıyla iddialı olan Elite World Europe’un amiral gemisi diyebileceğimiz The Grill Restaurant, otelin giriş katında yer alıyor. “Kebapçıyız ama mönümüzde kebap dışında lezzetler de var” diyerek restoranın konseptini özetliyor Yalçınkaya. Girişindeki, camla çevrili büyük ızgarasıyla dikkat çeken The Grill’in mönüsünde Adana, Urfa, şiş, lahmacun, pide çeşitleri gibi bir kebapçıda bulunan bütün lezzetler yer alıyor. Tabii otel çeşitli ülkelerden misafirleri ağırladığı için mönüye dünya mutfağından seçme yemekler eklenerek, kebap yemek istemeyen misafirler de göz ardı edilmemiş. Steak çeşitlerinin de yer aldığı mekanda, Dallas Steak, öne çıkan lezzetlerden. Yazla birlikte açık alanı da hizmete girecek olan The Grill Restaurant’a otel misafirleri dışında da ilgi hayli yoğun. Basın Ekspres Yolu ve çevresinin son yıllardaki değişimiyle iş merkezi haline gelmesi, bu anlamda restoranın da misafir portföyünün bu yönde oluşmasını sağlamış. Çevrede, firmaların iş amaçlı gelen misafirlerini ağırlayacak çok alternatif olmadığını belirten Şef Yalçınkaya, “Hem öğlen hem akşam yemekleri için iş görüşmelerini, keyifli, sessiz bir ortamda güzel yemekler eşliğinde yapabilecekleri bir mekan olsun istedik. Bunu yanında et ve kebap ağırlıklı bir mekan yaratmamız da elbette Orta Doğu misafirlerimizin yoğunluğu da etkili oldu. Ben etin evrensel olduğuna inanan şeflerdenim. Etin ülkesi yok, tüm dünya tüketiyor. Öte yandan, Loliva markamızdan vazgeçmiş değiliz, o da burada en iyi şekilde devam edecek” diyor.
140 çeşit ürünle kahvaltı
Coffee Company yine otelin giriş katında yer alan bir mekan ve patisserie olarak hizmet veriyor. Misafirlerin şık bir ortamda kahve ve çay keyfi yapabildiği Coffee Company, taze olarak hazırlanan günlük pasta ve kek çeşitleri, kruvasan, danish gibi lezzetlerin yanı sıra gün boyunca atıştırmalıkların yer aldığı snack bir mönüye sahip. Otelin bir diğer iddialı mekanı da 23’üncü katta yer alan Loliva Restaurant. Elite World Business ile gruba giren Loliva, burada biraz daha minimize edilmiş haliyle yer alıyor. Otelin barı da burada, Loliva ile iç içe konuşlandırılmış. 76 kişiyi ağırlayabilen mekan, carpaccio’dan salata ve balık çeşitlerine kadar Akdeniz ve İtalyan Mutfağı ağırlıklı bir mönüye sahip. Loliva’nın yanında executive lunch yer alıyor. Misafirler burada, gün içerisinde çay, kahve ve atıştırmalıklar eşliğinde gazetesini, kitabını okuyup sakin bir ortamda çalışabiliyor. Otelin asma katında ise 400 kişilik Elite Restaurant yer alıyor. Oteldeki misafirler kahvaltılarını aldığı, toplantı için gelen misafirlerin de açık büfe olarak öğle yemeklerini yediği restoranda, yaklaşık 26 metrelik bir büfe bulunuyor. Sabah kahvaltısında misafirlere, şarküteri ve peynir çeşitlerinden pancake ve waffle’a kadar 140 çeşit üründen oluşan zengin bir kahvaltı sunuluyor. Otelin yine lobi katındaki One Bar da canlı piyano performansı eşliğinde keyifli bir şekilde vakit geçirebilecek şekilde tasarlanmış.
Sorunsuz, kaliteli ve lezzetli banketler
Elite World Hotel Europe, kuruluş amacı itibariyle de banket konusunda hayli iddialı. Otelde 750 ve 650 kişilik iki büyük salon yer alıyor. Bu salonlarda aynı anda yaklaşık 1300 kişi düğün organizasyonlarında ağırlanabiliyor. Yaz aylarıyla birlikte otelin havuzu da hizmete girecek ve burada da havuz başı düğünlerine ev sahipliği yapacak otel. Banket mutfağında misafirlere farklı düğün mönüsü alternatifleri sunduklarını ifade eden Mithat Yalçınkaya, “Seçilen mönü, organizasyonda en iyi, en lezzetli ve eksiksiz şekilde konuklara sunuluyor. Otelin toplantı katında ise sekiz tane farklı boyutlarda salon yer alıyor; iş toplantıları, sunum, panel vb. organizasyonlar için. Toplantı aralarında katılımcılara hayli zengin bir coffee break mönüsü sunuyoruz” diye konuşuyor.
81 ilden lezzetlerin yer alacağı kitap yolda
Otelin yeme-içme operasyonunda 46’sı mutfakta geri hizmette olmak üzere yaklaşık 100 kişi görev yapıyor. Eleman seçimi konusunda şanslı olduğunu ifade eden Yalçınkaya, “Genç arkadaşlar benimle çalışmak istiyor. Daha çok onlar bizi seçiyor, diyebilirim. 2008 yılında Türkiye’den olimpiyatlara katılan ilk şeflerden biriyim ve dünya üçüncüsü ilk şefim. Bunun pek çok yarışmada pek çok madalyamız oldu. Ama en önemlisi, ben mesleğimi çok seviyorum ve yemek yapmaya, sunum yapmaya aşık bir adamım. 2011-2015 arası yoğun bir basın çalışmam oldu. TV programı vb. belirli şeyleri yaptıktan şu an biraz daha ağırdan alıyorum. Şu an ‘81’ diye bir kitap yazıyorum. 81 ilden esinlenmiş yemekler olacak. Edirne’den Ayşe Teyze en güzel yaprak ciğerini yapıyorsa, ikimiz beraber yapacağız; özel tarifi ondan olacak, sunumunu ben yapacağım. Bu şekilde 81 ilden lezzetler olacak” diyor.
Son olarak “Sunum mu lezzet mi?” sorusunu yönelttiğimiz Mithat Yalçınkaya, bu konuda günümüz gastronomisiyle ilgili önemli noktalara dikkat çekerek şunları söylüyor: “2017’de sunum ön planda ama finalde lezzet yoksa bir önemi olmuyor. Ben de lezzet kadar sunuma da önem veriyorum ama en nihayetinde damakla ilgili yemek işi. Damakta beklenen tadı bırakmıyorsa çok anlamlı olmuyor. Moleküler gastronomiyle başladık biz mesleğimizi mahvetmeye, peşinden finedining ile iyice dağıttık. Modernize ettik bir ara. O şekil, bu şekil derken, tabakta lezzet kalmadı. Geldiğimiz noktada yine sokak lezzetleri, yine yöresel lezzetler revaçta… Bütün dünyada bir öze dönüş var. Bakın İtalyanlar makarnaya sımsıkı sarıldı. Biz de aynı şekilde kebabımıza ve diğer lezzetlerimize sahip çıkmamız ve mutfak kültürümüzü devam ettirmemiz lazım.”
www.eliteworldhotels.com.tr