Atlas Müdürdar 78, hem tabaklarında hem atmosferinde Kadıköy’ün ruhunu taşıyor. Mevsimsel menüsü, şık ve sade tasarımı, yerel üreticilerden gelen ürünleri ve keyif odaklı yaklaşımıyla, müdavimlerinin hem damağında hem hafızasında iz bırakıyor.
adıköy'ün sokaklarında dolaşırken her köşe başında yeni bir tat, her sokakta farklı bir hikaye bulmak mümkün. Bu dinamik atmosfer, işletmeciler için hem büyük bir fırsat hem de ciddi bir sorumluluk. Kadıköy'de bir mekan açmak, sadece lezzetli yemekler sunmakla kalmayıp, aynı zamanda semtin ruhunu yakalayabilmekle de ilgili.
İşte Atlas Müdürdar 78’in işletmecileri de bu bilinçle yola çıkmışlar. Kadıköy'ün ruhunu da çok iyi biliyorlar çünkü aile olarak uzun yıllardır buradalar.
Ezgi ve Onur Çiftçi kardeşler, Kadıköy'ün esnaf kültürüyle büyümüş genç işletmecileri. Babaları Erol Çiftçi, semtin çok bilinen mekanlarından birini yıllarca işlettiği için çocuklukları buralarda geçmiş. Ezgi Çiftçi mimar, Onur Çiftçi ise fizik ve kültürel çalışmalar eğitimi almış.
Neden Atlas?
Kadıköy'ün en hareketli caddelerinden biri olan Mühürdar üzerinde yer alan mekanın binası 1920’lerde Art Deco üslubuyla yapılmış, 2. derecede tarihi eser sayılan bir yapı. Restorasyon uygulamaları ve mekan tasarımı Ezgi Çiftçi'nin elinden çıkmış. Meşakkatli bir sürecin ardından, aslına uygun şekilde sade ve ferah bir mekan yapmışlar. 'Atlas' isminin konulmasında bu sürecin etkisi olmuş. Atlas, mitolojide dünyayı omuzlarında taşıyan güçlü bir figür olarak bilindiğinden, mekan da böyle zorlu bir süreçten geçtiğinden buna ithafta bulunmuşlar. Mekanın duvarlarında genç sanatçıların eserleri sergileniyor.
Atlas Müdürdar 78’in Şefi Güney Demiray, yurtdışı deneyimi de olan tecrübeli bir profesyonel. Ön hazırlığı ve emeği çok bol tabaklar çıkarıyor. Şef Demiray ve işletmeciler arasındaki mükemmel bir uyum var, bu elbette tabaklara yansıyor. Onur Çiftçi, “Kaliteli ve birbirine yakışan malzemelerle gerçekten güzel birleşimler sunuyoruz” diyor.
Mevsimsel menü
Mekanın menüsü, mevsimsel ürünlerle sürekli yenileniyor. Menüdeki bazı öne çıkan lezzetler arasında Filistin usulü falafel ve humus bulunuyor. Bu tabakların tarifleri, daha önce Amerika’da çalışmış Şef Güney Demiray’ın reçetelerine dayanıyor. Onur Çiftçi, "Türkiye’nin en iyi falafeli" listelerine giren bir reçete bu" diyor. Humusları, özel olarak Konya'dan gelen Bozkır tahini ile yapılıyor. Falafeli burada bir ana yemek olarak; humus, salatalık, mevsim otları ile yiyebilirsiniz. Mor soğan, dere otu, kapari ve limon yağı ile yaptıkları rezeneli fava da müthiş! Veganlar için bunlar çok güzel seçenekler.
Lezzet farkı!
Ana yemekler arasında yer alan ızgara tavuk kalçaları, ismi sıradan gibi görünse de, uzun bir süreçten sonra ortaya çıkan şahane bir lezzet. Firik bulgurlu müceddere pilavı, soğan cipsi, nar ekşili jus, nane ve kişnişle servis ediliyor. İşletmeci Onur Çiftçi, bu yemeği çok övüyor, gelenlerin de çok beğendiğini söylüyor.
Dana pöç, dana dil, kuzu döş, karidesli basmati pilavı güzel lezzetlerinden bazıları. Bir de kuzu uykuluk şişleri var ki, o da özel bir lezzetleri... Narlı mor soğan salatası, chimichurri, ve lavaşla sunuluyor.
Her ürün yöresinden
Mutfağın tedarik ağı için çok özenliler. Örneğin, güneşte kurutulmuş Antakya domatesi, nar, nar ekşisi, zeytinyağı ile servis ettikleri zahterli Antakya kırma zeytinlerinin tümünü direkt üreticilerinden alıyorlar. Peynir tabaklarındaki; Trakya eski kaşar, Bergama tulumu, Erzincan tulum peyniri, Antakya sürk peynir, alıç marmelatının her biri yöresinden geliyor.
Şık ve sade
Müdürdar dört kattan oluşuyor. Alt katta tek oda ve bir bahçe bulunuyor. Her şey çok şık ve sade. Üst katlarda ise iki farklı salon var; küçük balkonlara