Mesleğine tutkuyla bağlı olan Meal Box markasının Executive Chef’i Emiğra Bayrak, aşçılığı, “Kimi için sanat, benim için daha çok zanaat” sözleriyle tanımlıyor. Bayrak, son dönemde içerisinde harissa soslu somon, kuzu etli firik bulguru, portakallı hindi gibi seçeneklerin olduğu Gurme Yemek Paketi’yle hazır yemek sektöründe gurme lezzet olmaz algısını kıracak bir adım attı. Anadolu coğrafyasında besleyiciliğinin yanında yaratıcı ve lezzetli yemekler yapmanın mümkün olduğunu göstermek için çalışmalarına devam eden Emiğra Bayrak’la mutfağı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Röportaj: Gülçin Acar - gulcin.acar@rafinemedya.com
Profesyonel olarak mutfağa girmeye ne zaman karar verdiniz?
Mutfağa olan ilgim çok erken yaşlarda başladı. Her Karadenizli gibi ben de çocukluk dönemimde mutfakla haşır neşirdim. Dolayısıyla benim için her şey çok doğal gelişti. 19 yaşıma geldiğimde ise Bangkok’ a gittim ve bir süre orada yaşadım. Türk arkadaşlarımla Bangkok’ta en zorlandığımız konu yemek oldu. Tay mutfağı hem kültürel hem de lezzet açısından bize göre çok farklı. Özellikle domuz eti konusu ayrı bir hassasiyet gerektiriyordu. Bizim için yemek ciddi bir sorun haline geldi. Çözümü arkadaşlarım için yemek yapıp iş yerlerine sefer tasıyla göndermeye başlayarak buldum. Yemek yapma meselesi artık günlük rutinden çıkıp birilerini besleme, doyurma görevi haline dönüşünce bundan ne kadar keyif aldığımı fark ettim. Türkiye’ye döndüğümde bu işi profesyonellerinden öğrenmek üzere çeşitli mutfaklarda çalışmaya başladım. Daha sonra tutkuyla yaptığım bu işi meslek edinmek istedim. Kadir Has Üniversitesi İstanbul Culinary Institute’de aşçılık eğitimi aldım. Eğitimimi tamamladıktan sonra profesyonel hayatım başladı. Gökçeada, Marmaris ve Alaçatı’da ağırlıklı olarak vejetaryen ve vegan beslenme üzerine çalışarak, sağlıklı beslenme alanında uzmanlaştım. 2020 yılı itibarıyla Meal Box’ta Executive Chef olarak çalışmalarıma devam ediyorum.
Mesleğinizi bize nasıl tanımlarsınız?
Klişe olacak ama gerçekten tutkuyla yapılan işlerden bu. Aksi halde kim işten çıktığında pirzola gibi kokarak eve gitmek ister ki? Herkes tabağı süsleyen son maydanozu koyduğunuzu zannederken, aslında siz arkada kilolarca sebzeleri işliyor, kocaman balıkları ayıklıyor, kızgın tava ve fokurdayan tencerelerin arasında savaş veriyorsunuz. Günün sonunda en büyük ödül ise, verilen onca uğraşın ve süslenen tabakların ardından gelen boş tabaklar.
Meal Box markasının konseptinden bahseder misiniz?
Ana faaliyet konumuz paketlenmiş hazır ve taze yemekler. Fiziksel restoranlarımız yok. Sadece kapıya yemek servisi hizmeti veriyoruz. Hem kurumsal hem bireysel müşterilere uygun aboneliklerimiz var. Gıda mühendisi ve diyetisyen arkadaşların da olduğu bir ekiple birlikte özel olarak hazırladığımız menülerimiz son derece hijyenik mutfaklarımızda haftalık ve aylık olarak kurgulanıyor. Porsiyonlara ayrılan yemekler, yüksek gıda standartlarına sahip mutfağımızda kişiye özel kaplara konulduktan sonra otomatik makinelerde el değmeden paketleniyor. Taze, sağlıklı ve lezzetli yemekleri İstanbul’un her noktasına, zamanında ulaştırıyoruz.
Son dönemde Meal Box’da ne gibi projeler gerçekleştirdiniz?
Mutfağımızdaki yeni yapılanma sonrasında amacımız, lezzet çıtasını daha da yukarı taşımak. Daha zengin menüler, iştah açan yepyeni sunumlar ve farklı pişirme stilleriyle farklı lezzetlere imza atacağız. Menülerimizde hem yöresel hem de dünya mutfağından tarifler olacak. Meal Box’da en büyük farklılığımız, sürekli olarak değişim gösteren iş modelimiz. Mesela ‘Herkese uygun seçenek var’ diyerek özel beslenme aboneliklerini devreye soktuk. Buna bağlı diyet beslenme alanında, uzman diyetisyenimiz tarafından kişiye özel hazırlanan Meal Box Fit’i, düzenli spor yapan kişiler için de yüksek proteinli yemek paketlerini portföyümüze ekledik. Pandemi döneminde “Evde Yemek Paketi” adıyla piyasaya sunduğumuz menülerle, evden çalışanların ve evde yemek yapmaya vakit bulamayan tüketicilerin hayatını bir nebze de olsa kolaylaştırmak amacıyla tek günlük satın alabilecekleri bir seçenek oluşturduk. Pandeminin gölgesinde evlerimizde geçirdiğimiz Yılbaşı ve Sevgililer Günü gibi özel günler için ziyafet paketleri hazırladık. Son olarak altı çeşit yemekten oluşan, harissa soslu somon & kuzu etli firik bulguru menüsünden beğendili köfte & portakallı hindi menüsüne kadar farklı damaklara hitap eden “Gurme Yemek Paketi”mizi çıkardık. Bununla birlikte düşük karbonhidrat, yüksek yağ almaya yönelik geliştirilmiş bir beslenme programısunanKetojenik Yemek Paketi hazırladık. Önceliğimiz her zaman tüketicinin ne istediği. Paketlerimizi ihtiyaçlar doğrultusunda yenilemeye, menülerimizi farklı konseptlerle zenginleştirmeye devam edeceğiz.
Menü kurgularken nelere dikkat ediyorsunuz?
Bizim gibi ürün çeşitliliği çok fazla olan bir coğrafyada çok daha yaratıcı aynı zamanda besleyici ve lezzetli yemekler yapmanın mümkün olduğunu göstermek istiyorum. Menüleri oluştururken büyük bir ekiple birlikte hareket ediyoruz. Uzman diyetisyenimiz ürün gruplarına göre günlük ihtiyacımız olan kalori miktarlarını belirlerken, satın alma ekibimiz en taze ve olabildiğince lokal ürünleri destekleyerek satın alımları gerçekleştiriyor. Ordu’dan fasulye turşusu, Hatay’dan zahter, Bergama’dan tulum peyniri, Antalya’dan avokado gibi yerel ürünleri tercih ediyoruz.
Sunum ve lezzet konularında ne düşünüyorsunuz? Yemeklerinizde sunum ne kadar önemli?
Aslında ikisinin birbiriyle hem iç içe hem de çok farklı yerlerde olduğunu söyleyebilirim. Mesela özel bir akşam yemeği planladığınız restoranda beklentiniz göze hitap eden, güzel tabaklarda gelen süslenmiş rengarenk bir yemek iken bir esnaf lokantasında ihtiyacınız olan şey bakır tasta içtiğiniz dünyanın en lezzetli tavuk suyu çorbası olabiliyor. Meal Box olarak tüm yemeklerimizi paket servis olarak sunuyoruz. Ama her yemeğin paketlemeye uygun olmadığını biliyoruz. Bu yüzden ekibimiz tarafından öncelikle yemeklerin paketlenmeye uygunluklarının denenmesini sağlıyoruz. Paketlemede hijyen de önemli bir kriter. Paketlerin taşınması, ısınması ve servis edilmesi gibi diğer tüm aşamaları da kontrol ederek menüleri ve sunum şekillerini oluşturuyoruz.
Mutfakta kullanmayı en sevdiğiniz malzemeler neler?
Kullanmayı en sevdiğim malzeme kesinlikle baharatlar. Mutfağımda her zaman çok çeşitli baharatlara yer açıyorum. Özellikle tohum baharatları çok seviyorum. Yaklaşık beş sene öncesine kadar bu sorunun yanıtına kesinlikle et derdim ama artık sebzeyle daha yakın bir ilişkim var. Vegan ve vejetaryen beslenmeye olan ilgimden ötürü etlere olan ilgimin yerini sebzeler aldı.
Röportajın devamı Gastronomi Turkey Dergisi'nde...
İncelemek için tıklayın: https://rafinedergi.gastronomiturkey.com/2/