Ege, Akdeniz ve Anadolu mutfağını sahiplenerek, açıldığı günden
bu yana bölgenin lezzet birikiminin hak ettiği değeri bulması
adına projeler yürüten Denizli’deki Labada’nın kurucusu
Gonca Saldanlı, yerel üreticileri de destekliyor.
Ülkemizin dört bir yanında kendini göstermeye başlayan gastronomi tanıtım çalışmalarının arkasında çoğunlukla genç girişimciler var. Her il kendi lezzet hafızasını yazarken bu girişimcilerin fitili ateşlemesiyle tanıtım atağına geçiyor. İşte yöresel ürün ve turistik zenginliğiyle ülkemizin potansiyel gastronomi rotalarından biri olmaya açık bir destinasyon olan Denizli’de de böyle bir isim var: Gonca Saldanlı.
Gonca Saldanlı, Labada Brasserie’de Denizli’nin özel lezzetlerine önemli yer veriyor. Örneğin Denizli Kale Biberi’ni kullanarak hazırladıkları çorba ve Labada Otlu Dolma geleneksel dolma lezzetini modern bir yorumla buluşturuyor. Gonca Saldanlı ile Denizli gastronomisi ve girişim yolculuğunu konuştuk...
Gonca Saldanlı kimdir? Gastronomi ile yollarınız nasıl kesişti?
1989 yılında İstanbul’da doğdum. Lisede fen eğitimi almış bir öğrenciyken, mühendis olma hayali kuruyordum. Ancak çocukluk yıllarımda mutfakta geçirdiğim vakitler ve yeni tarifler denemek benim için her zaman büyük bir tutkuydu. Anneannemle yemek yapma ve yeni tarifler deneme tutkum üniversite kayıt dönemine kadar devam etti. Bu tutkum sayesinde, mühendislik fakültesini kazanmış olmama rağmen gastronomi bölümüne kayıt yaptırdım. Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümününden mezun oldum. İstanbul’un büyük otellerinde ve önde gelen havayolu ikram firmalarında deneyim kazandıktan sonra 2015’te Denizli’ye taşındım.
Labada’nın kuruluş hikayesini de anlatır mısınız?
Denizli’ye yerleştikten sonra yeme içme sektöründeki ihtiyaçları gözlemledim ve bu sektörde yatırım yapma kararı aldım. Şehrin yeme içme alışkanlıkları ve bölgenin ürünlerini tanımak için yaptığım araştırmalar sonucunda 2018’de BND Group çatısı altında Labada’yı kurdum. Restoranımız zaman içerisinde pattiserie ve catering alanında da büyüdü ve bu alanlarda da hizmet vermeye başladık.
2019 yılından itibaren Labada Brasserie, Labada Patisserie ve Labada Catering markalarıyla faaliyetlerimize devam ediyoruz. Geçmişte yaşadığımız pandemiye ve günümüzdeki ekonomik zorluklara rağmen markamızı büyütmek için motivasyonumuzu koruyarak çalışmaya devam ediyoruz.
Menünüzdeki Denizli lezzetlerinden söz eder misiniz?
Labada’nın menüsünde yerel lezzetlere büyük bir önem veriyoruz. Bu lezzetler, bölgenin zengin kültürünü ve tarihini yansıtan, geleneksel tatlar sunmamıza olanak tanıyor. Örneğin, bölgenin özgün ürünü olan Denizli Kale Biberi’ni kullanarak hazırladığımız çorba, misafirlerimize bölgenin lezzetlerini sunmanın yanı sıra, soğuk kış günlerinde içleri ısıtan bir seçenek olarak karşılarına çıkıyor. Labada Otlu Dolma ise geleneksel dolma lezzetini modern bir yorumla buluşturuyor. Yerel malzemelerle ve adımızı veren Labada Otu ile hazırlanan iç harcı ve özgün sunumuyla Labada’nın menüsünde öne çıkan bir başka seçenek.
Yerel üreticilerle nasıl bir tedarik zincirine sahipsiniz? Desteklediğiniz üreticiler var mı?
Menümüzdeki birçok diğer lezzet de bölgenin doğal ürünleriyle hazırlanıyor. Bu ürünleri elde edebilmek için yerel üreticilerle sıkı bir ilişki içerisindeyiz. Mevsiminde ürün kullanımına büyük önem verdiğimiz için bu üreticilerle sürekli iletişim halindeyiz. Ürünlerin hasat döneminde tarlalarını ziyaret ediyor, onlarla birlikte ürünlerin seçiminden işlenmesine kadar olan sürecin bir parçası olmaya çalışıyoruz.
Labada olarak, sadece yerel ürünlerin tedarikçisi olmanın ötesinde, aynı zamanda bu üreticilere destek olma misyonuna da sahibiz. Birçok üreticiyle iş birliği içerisindeyiz ve onların ürünlerini satın alarak yerel ekonominin canlanmasına katkıda bulunuyoruz. Özellikle küçük çaplı üreticileri desteklemek, onların sürdürülebilir tarım yöntemlerini benimsemelerine yardımcı olmak için çeşitli projelerde yer alıyoruz. Bu yaklaşımımız, hem Labada’nın menüsünün kalitesini artırıyor hem de bölgenin yerel ekonomisine olumlu bir katkı sağlıyor.
Denizli’nin gastronomi şehri olması için yaptığınız çalışmalardan da söz eder misiniz?
Denizli’nin gastronomik zenginliklerini tanıtmak ve korumak adına Labada olarak pek çok faaliyete öncülük ettik. Öncelikle, şehrimizde bulunan yerel üreticilerle sıkı bir işbirliği içerisinde olduk. Bu sayede hem bölgenin coğrafi işaretli ürünlerini menülerimize eklemiş olduk hem de bu ürünlerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladık. Coğrafi işaretli ürünlerin kullanılması, hem yöresel lezzetlerin korunmasına hem de yerel ekonominin canlanmasına katkıda bulundu.
Geçtiğimiz ay, Labada’nın beşinci yılı şerefine, şehir dışından gelen davetli katılımcılarımızla birlikte iki günlük bir gastronomi gezisi düzenledik. Bu gezide, Denizli’nin tarihi ve kültürel önem taşıyan yerlerini ziyaret ettik. Her durakta, bölgeye özgü lezzetleri deneyimleme şansı yakaladık. Bu gezide katılımcılarımızla birlikte Denizli’nin otantik atmosferini soluduk, yöresel tatları keşfettik ve bölgenin zengin tarihini yerinde gözlemledik. Bu tür etkinlikler, bölgenin gastronomik değerlerini tanıtmak ve sürdürülebilir bir turizm anlayışını teşvik etmek için son derece kritik. Labada olarak, Denizli’nin gastronomik mirasını koruma ve tanıtma sorumluluğuyla hareket etmeye devam edeceğiz.