İstanbul’un önemli mekanlarından Tarihi Liman Lokantası, yeni ismi Liman İstanbul ile D.ream çatısı altında kapılarını açtı. Her detayı büyük bir özen ve incelikle ele alınarak tasarlanan Liman İstanbul, hem mimari hem de gastronomik açıdan tarihi kültürümüzü yeni kimliğiyle günümüze taşıyor. Bölgeye keyifli bir hareketlilik katan Galataport İstanbul’da konumlanan mekanın
hayata geçme sürecini Doğuş Yeme-İçme Turizm Perakende Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Umut Özkanca’dan dinledik.
Röportaj: Nalan Güneş
nalan.gunes@rafinemedya.com
Karaköy ile özdeşleşen Tarihi Liman Lokantası’nı tekrar yeme-içme sektörüne kazandırma sürecinizden bahseder misiniz?
Uluslararası ortaklıkları, dünya çapında örnek bir başarıya ulaşmış markalarıyla ve geliştirdiği farklı gastronomi deneyimleri ile birçok başarıya imza atan D.ream olarak yeme-içme sektöründe kurumsal bir yapılanma oluşturmak ve sektöre yeni bir vizyon getirmek amacıyla 2012 yılında kurulduk ve bugün yeme-içme sektörünün lideri durumundayız. Türkiye’de ve global arenada hızla büyümeye devam eden grubumuzla 16 ülkede 44 markası ve 167 restoranıyla gastronomi tutkunlarına yaratıcı konseptler ve farklı deneyimler sunuyoruz. 200 yıl aradan sonra Boğaz’ın en özel sahil şeridini yeniden İstanbullular ile buluşturan, Karaköy’ün tarihi dokusuyla, sanat, alışveriş, turizm, liman kültürü, çalışma hayatı ve gastronominin bir araya geldiği Galataport İstanbul’da 12 markamızla birlikte yer alıyoruz. Kuşkusuz bunların içinde bizi en çok heyecanlandıran projelerimizin başında Liman İstanbul geliyor. Karaköy ile özdeşleşmiş bir tarihi mirası, bir geleneği tekrar şehrin hafızasına kazandırıyoruz. Liman İstanbul, Galataport İstanbul’da Boğaz’ın karakterini tamamlayan tüm unsurları içerisinde barındıran manzarası, eşsiz mutfağı, servisi, sunumu ve özlediğimiz sıcak atmosferiyle yeniden İstanbullular ile buluşuyor. D.ream, İstanbul’dan doğan bir marka, bu yüzden İstanbul’a ve İstanbul’un değerlerine sahip çıkmaktan, Liman İstanbul’un aslından şaşmadan günümüze uyarlanarak tekrar kapılarını açmış olmasından ve gastronomik bir mirasa sahip çıkarak onu gelecek nesillere de taşıyabilecek olmaktan gurur duyuyoruz.
Mekan hakkında bilgi verir misiniz?
2 kata yayılan ve teraslarıyla birlikte iç ve dış kullanıma sahip Liman İstanbul’un dekorasyonunda geçmişten gelen ruhu korumaya özen gösterdik. Kullanılan renklerle sıcak ve samimi bir atmosfer yarattık. Öte taraftan pirinç, kadife gibi malzeme detaylarıyla da geçmişin şıklığını günümüzle buluşturduk. Liman İstanbul her gün 12.00 - 00.00 saatleri arasında misafirlerini ağırlıyor.
Mutfak konseptinden ve menüden bahseder misiniz? Menüyü kurgularken nelere dikkat edildi?
Türk mutfağı ve misafirperverliğini, Batılı mutfak kültürü ve mimarisiyle buluşturan Liman İstanbul’un menüsünde Hatay usulü cevizli muhammara ve Antep fıstıklı Rafik’in de içinde bulunduğu enfes mezeler, geçmişten günümüze bir Liman klasiği olmuş imza lezzet bademli patlıcanlı pilav, deniz mahsullü sac tava ve cağ kebabı gibi eşsiz lezzetler yer alıyor. Menümüz her yörenin, her bölgenin en iyi malzemeleri kullanılarak oluşturuldu. Müdavimlerinin özlediği, yeni keşfedecek olanların ise vazgeçemeyeceği bir deneyim yaşatmayı arzu ediyoruz.
Röportajın devamını Gastronomi Turkey by Rafine Dergisi'nin yeni sayısında okumak için tıklayın.