151 yıldır mutfaklarda yerini alan margarinin Fransa Kralı III. Napolyon’un emriyle halkı ve orduyu besleyecek bir yağ bulunması amacıyla açılan yarışmada ilk kez “Mége – Mouriés” adlı bir kimyager tarafından hazırlanarak üretildiğini biliyor musunuz?
Tarihin önemli hükümdarlarından III. Napolyon, halkının beslenme sorununa çözüm bulmak için yeni bir yağ üretilmesi adına bir yarışma başlatır. Yarışmadaki adaylar arasından süt, yağ ve yumurta karışımından oluşan ilk margarin birinciliğe layık görünüyor. Kaşifi, margarinin üretimi aşamasında oluşan kristal tanecikleri inci tanesine benzeterek, Latince inci tanesi anlamına gelen margarita kelimesinden esinlenerek “margarin” adını seçiyor. Yarışmanın birincisi olan bu ürün, uzun yolculuğu sırasında tamamen bitkisel bir ürüne dönüşerek hayatımızda olmaya devam ediyor.
1869 yılında Fransa’da halkı ve orduyu beslemek için üretilen ve 151 yıldır mutfaklarda yerini alan margarin, ilginç hikayesiyle de dikkat çekiyor. Dönemin Fransa Kralı III. Napolyon’un açtığı bir yarışma vesilesiyle keşfedilen margarin, teknolojinin gelişimiyle birlikte zaman içerisinde yenilenerek bugünkü halini alıyor. Günümüzde bitkisel beslenme trendinin artmasıyla daha çok tercih edilen margarin, tamamen bitkisel yağlardan oluştuğu için hem düşük doymuş yağ oranı hem de kolesterol içermemesiyle hayvansal yağların bitkisel alternatifi olarak da ilgi görüyor.
Kolesterolü artırmayan bitkisel içeriği ile öne çıkıyor
Türkiye’de ileri teknolojiyle gönüllü olarak, AB’den 14 yıl önce başlatılan trans yağsız margarin üretimi sayesinde ülkemizde üretilen margarinlerde trans yağ bulunmuyor. Zeytinyağının 100 gramı 14-17, ayçiçek yağının ise 11 gramı doymuş yağ içerirken, kase margarinin 100 gramı neredeyse sıvı yağlarla aynı oranda 14 gram doymuş yağ içeriyor. Margarin hem bitkisel olması hem de düşük doymuş yağ oranı sayesinde kolesterolü artırmayan yağ olarak sofralarda yerini almaya devam ediyor.