Page 113 - Gastronomi Turkey By Rafine
P. 113

SÖYLEŞİ | Oğuz Otay









          Bugüne kadar kaç ülke, kaç şehir                                          bir onurlandırma biçimi olduğunu
          gördünüz? Sizde derin iz bırakan                                          öğrendiğimde hayranlık duydum. O
          yer hangisiydi?                                                           anı asla unutmam.
          GEZMEKYETMEZ diyen bir insanın
          ilk seyahati üzerinden yarım asırdan                                      Bir diğer unutulmaz lezzet hikayem
          fazla zaman geçince, gittiği ülkelerin                                    ise Atina’da, balık halinde tezgahlar
          sayısından çok, o ülkelerdeki hikayeler                                   arasında kurulmuş ayaküstü bir
          önem kazanmaya başlıyor. Bu yüzden                                        meyhanede yaşandı. Tezgahtan alınıp
          ülke saymayı çok önce bıraktım.                                           ızgara yapılan ahtapot, hem sadeliği
          Bıraktığımda 30 ila 40 arasında ülke                                      hem tazeliğiyle hafızama kazındı.
          gezmiştim.
                                                                                    Daha sıra dışı bir deneyim olarak
          İz bırakan ülkelere gelirsek; dört yıl                                    Kenya’da safari sırasında ikram edilen
          yaşadığım ve entelektüel gelişimimi                                       zürafa ve timsah etini de unutulmazlar
          tetikleyen Suudi Arabistan, Osmanlı   arkeolojik miraslarıyla, Göbeklitepe   listeme eklemeliyim.
          izlerini ve hikayelerini kovalama fırsatı   ve Karahantepe’yi ise insanlık tarihini
          yakaladığım bir yerdi. Avustralya    kökten değiştiren coğrafyalar olarak   Yiyemediğim tek yemek, Mısır
          bambaşka bir yaşam felsefesi ve      özel bir yere koyuyorum. Ve tabii,   Luksor’da bana ikram edilen güvercin
          dinginlik örneğiydi. Kenya ise doğal   yaşadığımız İstanbul’u da hoyrat   olmuştu.
          yaşamıyla beni etkileyen ülkeler     sevgili olarak unutmamak lazım.
          arasında.                                                                 Size göre bir yemeğin ‘hikayeye
                                               Seyahatleriniz sırasında tattığınız,   dönüşmesi’ için neler gerekir?
                                               sizi en çok şaşırtan ya da etkileyen
          Şehir bazında düşünürsek,                                                 Kişisel tecrübemden yola çıkarak bir
          Çanakkale’nin bendeki yeri apayrıdır.   lezzet neydi? Nerelerde, ne yediniz/  yemeği hikayeye dönüştüren birkaç
          O coğrafyada tarih ve mitolojiyle    yiyemediniz?                         unsur olduğunu söyleyebilirim. Bu
          iç içe büyümek benim için hep bir    Bir kent hikayecisi olarak, yediğim   bazen malzemesinin yetişmesi, elde
          ayrıcalıktı. Hatta orada büyümüş     yerel yemeğin lezzeti kadar          edilme biçimi olabilir. Bazen asırlar
          birinin hamurunun tarih ve mitolojiyle   o yemeğin hikayesi de beni       öncesine dayanan bir reçete ya da
          yoğrulduğuna inanırım.               çok ilgilendirir. Bu anlamda,        pişirme biçimi olabilir. Bazen bir
                                               unutamadığım yemeklerin başında      folklorik öge ile özdeşleşmesi olabilir.
                                               Suudi Arabistan’da yaşadığım
          Türkiye’den örnek verecek olursam;                                        Bazen de o yemeği yapan lokantanın
          Mardin’i taş işçiliğiyle, Kapadokya’yı   bir deneyim gelir. Kızıldeniz’de   geçmişi ve bulunduğu yer o hikayeyi
          büyüleyici doğal yapısıyla, Ege      yapacağımız bir dalış için çölde
          ve Akdeniz bölgelerini yoğun         yol alırken yolumuzu kaybetmiş,
                                               çadırlarına denk geldiğimiz bir
                                               Bedevi ailesinden yardım istemiştik.
           “Srebrenitsa Katliamı’nı konu alan   Aile reisi memnuniyetle bizi ana
           programım için o soykırımdan        yola çıkaracağını söyledi. Biz hazırlık
           kaçan müslüman Boşnakların          yapılmasını beklerken kaşla göz
           yürüdüğü, saklandığı, can verdiği   arasında bir yer sofrası kuruldu.
           dağlarda bir grup insanla üç gün    Ortada bir tencere pilav ve üzerinde
           boyunca yürüdüm. Yürüyüş sonunda    et parçaları vardı. Ev sahibiyle birlikte
           Srebrenitsa kasabasına girdiğimizde   sofraya oturduk. Özellikle onun sağ
           bizi karşılayanların ölüm sessizliği   tarafına oturmam istendi. Meğer bu,
           içindeki hıçkırıklarını duydum. O   Bedevi geleneklerine göre sofranın
           günleri, o acıları ve bu yürüyüşü   bizim şerefimize kurulduğunu
           radyoda anlatırken gözyaşlarıma
           hakim olamadım. Çünkü o acıların,   ve benim baş misafir olduğumu
           o yaşanmışlıkların, o hikayelerin bir   gösteriyormuş. Ev sahibi, pilav
           kısmına yıllar sonra da olsa tanıklık   üstündeki etin en güzel kısmını üç
           etmiştim.”                          parmağıyla alıp bana ikram etti.
                                               İlk başta şaşırmıştım ama bunun






                                                                                        gastronomiturkey.com  |  Ağustos-Eylül  |  113
   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118