Page 42 - Gastronomi Turkey By Rafine
P. 42
Haber
Edirne Sarayı
siz bana daima doğruluktan
bahseder, iddia ederdiniz. Ama
tutumunuz baştan başa hata, zulüm,
acı ve düşmanlık. Benim eteğimi
mazlumların âhına verdiniz. Halkın
gönlü üzgün olursa, memleketin
yapısı hiç düzgün kalır mı? Hepiniz
habersizce rahat döşeklerinizde
yatmaktasınız. O hâlde bu işlerden
de sorumlu olursunuz. Gece
gündüz demeden işleriniz keyifle
geçmektedir. Esas bu hâlde
yıkılmazsa bu memleket acayip olan
bu iş olsa gerektir. Vezirlikte nice
yolsuzluklar edip, halk zulümden
durmadan inler. Zulüm giysisi size giysi
olmuştur. Harçlığınız olan rüşvet şimdi
yaptığınız işlerin koşuludur. Dünya
evine durmadan odun atarsınız.
geceli gündüzlü tamamlanarak 1 diye öğütler, nasihatler ederdim. Acısını söyleyene ise eğri bakarsınız.
Haziran 1510’da bitirildi. Görürsünüz ki ben bitkin ve hastayım. Şaşılacak şey midir Kahhar bu
Düşmüşüm bir bela derdine. Bu memleketi yıksa ki hoş görülmeyen
Sadece İstanbul surları değil, Galata sebeple halkın sorunlarını size işleriniz bir bir ortaya çıksa.” (Hoca
hisarı, Kız Kulesi, Yenihisarı ve yanındaki ısmarladım. Derdim ki sakın âdil Sadeddin Efendi, IV, s. 3-4)
kale, fener, çekmece köprüleri, olmayı unutmayın! İşte bu zamanda
Silivri Kalesi ve daha daha nicelerini
toplam 64 günde tamir eylediler. Bu
inşanın bitmesinin ardından Osmanlı Düne, Bugüne ve Yarına: Ipu-wer Ağıdı
Sultanları’nın altın ve gümüş kap- “Hırsla öfkeyle kuduruyor insanlar; dertler veba gibi kırıp geçiriyor. Kan fışkırıyor
kacaktan yemek yemesi âdet oldu. her yerden, ölüm kol geziyor; mumya sargıları hazırlanmadan geliyor ecel;
ırmağa atılıyor sürü sürü ceset; akarsular mezarlık oldu artık… çömlekçi kasnağı
Tencereler, tavalar, sahanlar, tepsiler gibi boş dönüyor ülkemiz; hırsızlar zengin ve zenginler hırsız; inim inim inleyen
altından işletilmiş ise de bunlarla yoksullar diyor ki nasibimiz felaketmiş, ama elden ne gelir; ırmak baştan sona
hemen yenilmeye başlanmamış, kan, insanlar içiyor o kanı susuz kalmışlar gibi… otla suyla yaşıyor nice insanlar;
pişirilen yemekler üç gün boyunca kuşlara bile yem yok; domuzun lokmasını ağzından alanlar var; tahıl hak getire;
bunlarla fukara sofralar kurulmuş, ne yiyecek ne merhem ne yağ; herkesin feryadı: Yok! Hiçbir şey yok!... tapınaklar
üç gün sonra kendileri yemeğe talan talan… güçlü sözlerin foyası çıktı, sıfıra indi büyüler; bakın, yokluktan karısı
başlamışlardır.” (Solak-zâde Hemdemî olmadan uyuyan, zenginlik bulur, oysa hiç görmediği, sefalet içinde durur;
Çelebi, vr. 119a-120a) bakın, mülkü olmayan, şimdi servet sahibidir ve kodaman onu övmektedir;
bakın, memleketin fakiri zengin oldu ve mülkün eski sahibi hiçbir şeyi olmayan
*** kimsedir; bakın, hizmetçiler baş uşakların efendisi oldular ve bir zamanlar
haberci olan şimdi başka birini gönderiyor; bakın, ekmeği olmayan adam şimdi
Sultan Bayezid’in Edirne bir ambar sahibidir ve ambarı başkasının mallarıyla sağlanır; işte, saçları dökülen
ve yağı kalmamış olan, şimdi tatlı mür küplerinin sahibi oldu; bakın, kutusu
Sarayı’nda Vezirlerine olmayan şimdi sandığın sahibidir ve suda yüzüne bakmak zorunda kalan şimdi
Hitâbıdır! aynanın sahibidir… seyretmek…”
“O kadar zorbalık ve hıyanet ettiniz. Bu yazının orijinal kompozisyonu en erken tarihle Mısır’ın On İkinci Hanedanı’na
Halkın hâline riayet etmediniz. (M.Ö. 1991–1803) aittir. Dutch National Museum of Antiquities’da bulunan ve
Mazlumlar inledi ve ah eylediler. “Ipu-wer Ağıdı” olarak adlandırılan bu papirüs, Eski Mısır’da yaşanan kaosun
Bunun üzerine Tanrı bu şehri beraberinde vuku bulan kötü zamanların en acı bir betimlemesi olarak kaleme
depremlerle yıktı. Size, halk sakın alınmıştır. (Leiden I 344 recto)
sizden yana Tanrı’ya yakarmasın
42 | Şubat-Mart 2023 | gastronomiturkey.com
040-043 Deprem - A. Çağrı Başkurt.indd 42 1.03.2023 21:21