Lenore'dan Eskişehir'e sanatsal bir dokunuş

Eskişehir’in zengin kültürel dokusu ve genç ruhuyla bütünleşen Lenore, şehre yeni bir tatlı dili kazandırıyor. Fransız pastacılığının zarafetini yerel dokunuşlarla buluşturan bu özel mekan, hem göze hem damağa hitap eden bütüncül bir deneyim sunuyor.

Özlem Kapar Fransız pastacılığının zarif incelikleriyle Eskişehir’in modern gastronomi vizyonu buluşuyor… Yasemin Kaya’nın kurucusu olduğu Lenore Patisserie, sanatla yoğrulmuş bir yaşam felsefesinin, şiirle şekillenmiş bir yolculuğun adı. İlhamını ünlü şair Edgar Allan Poe’nun Lenore adlı şiirinden alan mekan, zarafet, melankoli ve tutkuyu mutfağın diliyle ifade ediyor. Kaya’nın yıllar içinde şekillendirdiği vizyon, haute couture pastacılık yaklaşımıyla, her pastayı bir sanat eserine dönüştürüyor. Her tatlı, Lenore’un vitrininde bir sanat galerisinin en nadide eserleri gibi sergileniyor. Bir şiirden doğan hikaye Yasemin Kaya için Lenore, bir markadan çok daha fazlası. Fransız gastronomisine olan hayranlığını, estetik tutkusu ve annelik duygularıyla harmanlayan Kaya, her detayda bu derin bağlılığı hissettiriyor. Eşi Mert Kaya ile çıktığı dünya seyahatlerinde topladığı tarifler, objeler ve ilhamlarla oluşturduğu menü; sadece tadıyla değil, bıraktığı etkiyle de fark yaratıyor. Lenore, misafirlerine beş duyusuna hitap eden çok katmanlı bir deneyim yaşatıyor. RK Group bünyesindeki Grande Arte Oteli’nin girişinde konumlanan bu zarif patisserie, mekan tasarımıyla da sanatı odağına alıyor. El boyaması röfleler, dijital sanat eserleri ve duvarlarda yankılanan şiir dizeleri; tatlı deneyimini bir sanat seremonisine dönüştürüyor. Haute Couture Lenore’un menüsü mevsimsel olarak yenileniyor ve her sezon bir "koleksiyon" mantığıyla kurgulanıyor. Ünlü Fransız şef Cédric Grolet’nin mentörlüğünde geliştirilen tarifler, Kaya’nın imzasıyla yeniden yorumlanıyor. Yerel üreticilerden temin edilen taze ve sürdürülebilir malzemeler, Fransız tekniğiyle birleşerek harika lezzetler ortaya çıkarıyor. Kruvasanlar, klasik eklerler, zarif makaronlar, çikolata koleksiyonları ve özenle seçilmiş şaraplar; Lenore’un imza ürünleri arasında. Ayrıca Fransız usulü beş çayı seremonisi ve matcha çayıyla zenginleştirilmiş modern tatlar da menüde yer alıyor. Estetik ve duygusallığın tatlı dili Yasemin Kaya’nın da belirttiği gibi: “Bir tatlı sadece damağa değil, kalbin en derin yerine dokunduğunda unutulmaz olur.” Lenore, işte bu anlayışla her ürününde bir hikaye anlatıyor. Bazen bir çocukluk hatırasına, bazen bir aşkın izine, bazen de bir sanat eserinin derinliğine götürüyor. Vitrin tasarımından tabak sunumuna kadar her detayda zarafetin izini sürebileceğiniz Lenore, şıklığı ve duygusal bağ kurmayı odağına alıyor. Fransız Rivierası’ndan ilham alan iç mekan, konuklara zamanın dışında bir atmosfer vadediyor. Sanat iş birlikleri ve yeni koleksiyonlar Lenore için yakın gelecek oldukça heyecan verici. Yeni sezonda, markanın yaratıcı ekibine katılan gastronomik deneyim tasarımcısı Selin Ezgi Yüksel ile birlikte Fransız mutfağını daha derinlikli bir biçimde yaşatma hedefi var. Global markalarla iş birlikleri ve Lenore mutfağında ağırlanacak özel şefler de yolda. En dikkat çekici yeniliklerden biri ise Lenore’un kendi “tatlı koleksiyonları” olacak. Her biri birer sanat manifestosu niteliği taşıyacak bu koleksiyonlar, tatlıyı bir yaşam biçimi olarak yorumlayan bir bakış açısını temsil edecek.